Определение ateş et в Турецкий язык Английский Язык словарь
- {f} fire
Tom wanted to fire Mary, but John stopped him.
-Tom Mary'ye ateş etmek istedi fakat John onu durdurdu.
It's dangerous to play around the fire.
-Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.
- {f} fired
The police officer fired a blank.
-Polis memuru kuru sıkı ateş etti.
The Spanish fired first.
-İspanyol ilk olarak ateş etti.
- {f} gun
Tom drew his gun and shot.
-Tom silahını çekti ve ateş etti.
Tom was reaching for his gun when Mary shot him.
-Mary ona ateş ettiğinde Tom silahına uzanıp almaya çalışıyordu.
- {f} shoot
The soldier disdained shooting an unarmed enemy.
-Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.
Tom didn't shoot anybody.
-Tom herhangi birine ateş etmedi.
- {f} shooting
Be careful, this guy has a shooting license!
-Dikkatli ol, bu adamın ateş etme ruhsatı var!
Tom started shooting.
-Tom ateş etmeye başladı.