That car doesn't boost my self-confidence.
- O araba benim özgüvenimi artırmaz.
A good way to boost reading and listening skills in a target language is to read or listen to the news.
- Hedef dilde okuma ve dinleme yeteneklerini artırmanın iyi bir yolu okumak ve haber dinlemektir.
Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.
- Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı.
I must take advantage to enhance my language ability.
- Dil yeteneğimi artırmak için avantaj elde etmeliyim.
Is it true they're planning on raising the minimum wage?
- Asgari ücreti artırmayı planladıkları doğru mu?
They'll debate raising taxes.
- Onlar vergileri artırmayı tartışacaklar.
This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
- Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.
- Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.
I must take advantage to enhance my language ability.
- Dil yeteneğimi artırmak için avantaj elde etmeliyim.
Garlic is used to improve the taste of food.
- Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
I have no doubt in my mind that Tom will show up at the auction.
- Tom'un açık artırmada ortaya çıkacağından hiç şüphem yok.
I obtained the painting at an auction.
- Bir açık artırmada tablo satın aldım.
The cost of life increased drastically.
- Yaşamın maliyetini büyük ölçüde artırmıştır.
I want to increase my vocabulary.
- Kelime haznemi artırmak istiyorum.