He spent his life looking for the truth.
May we have a short recess?
 - Kısa bir ara verebilir miyiz?
The judge called for a recess of two hours.
 - Yargıç iki saat ara verdi.
The thief used a screwdriver to break into the car.
 - Hırsız arabaya girmek için bir tornavida kullandı.
If the car breaks down, we'll walk.
 - Araba bozulursa, yürürüz.
Leave more space between the lines.
 - Hatlar arasında daha fazla boşluk bırakın.
Tom backed his car out of the parking space.
 - Tom arabasını park yerinden çıkardı.
She searched for her granddaughter who had been taken away.
 - O kaçırılan torununu aradı.
All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
 - Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
I visit my friend's house at intervals.
 - Ben arkadaşımın evinini aralıklarla ziyaret ederim.
Buses are running at 20 minute intervals.
 - Otobüsler 20 dakikalık aralıklarla çalışıyor.
The gap between them has narrowed.
 - Onlar arasındaki aralık daraldı.
There is a generation gap between them.
 - Onlar arasında kuşak farkı var.
They sought shelter from the rain.
 - Yağmurdan dolayı sığınak aradılar.
They all sought for the lost child.
 - Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.
Let's take time out to elaborate a strategy.
 - Bir stratejiyi özenle hazırlamak için ara verelim.
In the interim, please send all communications to Tom.
 - Ara sıra lütfen tüm iletileri Tom'a gönderin.
Why don't you look for Tom?
 - Niçin Tom'u aramıyorsun?
Tom began to look for a job three months before he graduated from college.
 - Tom, üniversiteden mezun olmadan üç ay önce bir iş aramaya başladı.
Everybody has the right to seek happiness.
 - Herkesin mutluluk arama hakkı vardır.
Ye shall seek me, and shall not find me; and where I am, thither ye cannot come.
 - Beni arayacaksınız ama bulamayacaksınız. Ve benim bulunduğum yere siz gelemezsiniz.
Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.
 - Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
We must maintain the friendly relations between Japan and the U.S.
 - Japonya ve ABD arasındaki arkadaşça ilişkileri sürdürmeliyiz.
Relations between us seem to be on the ebb.
 - Aramızdaki ilişkiler bozuk gibi görünüyor.
The students range in age from 18 to 25.
 - Öğrencilerin yaşı 18 ile 25 aralığındadır.
In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
 - Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
Tom stopped to take a close look at the car.
 - Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
How about stopping the car and taking a rest?
 - Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
There is only a marginal difference between the two.
 - İkisi arasında sadece marjinal bir fark var.
This car dealership has very thin profit margins.
 - Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.
It took me an hour and a half to get there by car.
 - Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı.
Tom called about half an hour ago.
 - Yaklaşık bir saat önce Tom aradı.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
 - Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
Tom is the legal owner of this piece of land.
 - Tom bu arazinin yasal sahibidir.
Tom's car is parked in the middle of the road.
 - Tom'un arabası yolun ortasında park edilmiş.
Our car broke down in the middle of the street.
 - Arabamız caddenin ortasında bozuldu.
The car went out of control and pitched headlong into the river.
 - Araba kontrolden çıktı paldır küldür nehre düştü.
The U.S. Secretary of State is trying to broker a ceasefire between the warring parties.
 - ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor.
There were Jews in Arab countries before the partition of Palestine.
 - Arap ülkelerinde Filistin'in bölünmesinden önce Yahudiler vardı.
Do you know how to use these command line tools?
 - Bu komut satırı araçlarının nasıl kullanılacağını biliyor musunuz?
Please put a comma between the two main clauses.
 - Lütfen iki ana cümlenin arasına virgül koyun.
Meanwhile, I want to draw your attention to a point.
 - Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum.
Meanwhile, time is running out.
 - Bu arada, zaman tükeniyor.
We are on good terms with them.
 - Onlarla aramız iyidir.
I hear you're on bad terms with Owen.
 - Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class.
 - Lütfen ara sınav belgesini sınıfın ilk gününe kadar yanınızda getirin.
It was raining all day long without intermission.
 - Ara vermeden bütün gün boyunca yağmur yağıyordu.
Call me again in two days.
 - İki gün içinde beni yeniden ara.
Arriving at the airport, I called her up.
 - Havaalanına vardığımda onu aradım.
Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
 - Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
I thought you'd be out searching for Tom.
 - Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
Let's take a short pause.
 - Kısa bir ara verelim.
Let's take a pause. I cannot continue any longer.
 - Bir ara verelim! Daha fazla devam edemem.
You should look up this word.
 - Bu kelimeyi aramalıyız.
It is a good habit to look up new words in a dictionary.
 - Yeni kelimeleri sözlükte aramak iyi bir alışkanlıktır.
Believe those who are seeking truth and doubt those who have found it.
 - Gerçeği arayanlara inan ve onu bulanlardan kuşkulan.
I came here seeking justice.
 - Buraya adalet aramak için geldim.
The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later.
 - Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
Tom dialed 911 again.
 - Tom yine 911'i aradı.
Do not search for people's weaknesses, but for their strengths.
 - İnsanların zayıf yönlerini araştırmayın ama güçlü yönlerini araştırın.
I need to search for my pen.
 - Dolma kalemimi aramalıyım.
She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.
 - İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.
Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class.
 - Lütfen ara sınav belgesini sınıfın ilk gününe kadar yanınızda getirin.
When is the intermission?
 - Perde arası ne zaman?
It's almost intermission.
 - Gösterim arası olmak üzere.
Interpreters mediate between different cultures.
 - Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
He mediated between the two parties.
 - O iki parti arasında aracılık yaptı.
The policeman was checking the cars one-by-one.
 - Polis, arabaları tek-tek kontrol ediyordu.
Let's divide the check between us.
 - Hesabı aramızda paylaşalım.
Snorri Sturluson's stories tells, among other things, how Christianity was spread in Norway by force.
 - Snorri Sturluson'un hikayeleri diğer şeylerin arasında Hristiyanlığın Norveç'te nasıl zorla yayıldığını anlatır.
Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy.
 - Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.
I'm doing some history research and would like to ask you a few questions.
 - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.
Tom is always spacing out in class.
 - Tom her zaman derse ara veriyor.
Every now and then, I play tennis for recreation.
 - Ara sıra eğlence için tenis oynarım.
In America cars drive on the right side of the road.
 - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
Do you know how to drive a car?
 - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner.
 - Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.
Scientists can easily compute the distance between planets.
 - Bilimciler gezegenler arasındaki uzaklıkları kolayca hesaplayabilir.