Language is a means of communication.
- Dil bir iletişim aracıdır.
English is a means of communication.
- İngilizce bir haberleşme aracıdır.
The U.S. Secretary of State is trying to broker a ceasefire between the warring parties.
- ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor.
Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts.
- Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.
Tom contacted John through Mary.
- Tom, Mary'nin aracılığıyla John'la temas kurdu.
Gusty winds are making travel hazardous for high profile vehicles.
- Şiddetli rüzgarlar yüksek profilli araçlar için seyahati tehlikeli yapıyorlar.
Fire engines have priority over other vehicles.
- İtfaiye arabalarının diğer araçlara göre önceliği vardır.
All of them have independent means.
- Onların hepsinin bağımsız araçları vardır.
All possible means have been tried.
- Mümkün olan tüm araçlar denendi.
I tried all possible means.
- Olası tüm araçları denedim.
All possible means have been tried.
- Mümkün olan tüm araçlar denendi.
Prosperity is only an instrument to be used, not a deity to be worshipped.
- Refah, tapılacak bir tanrı değil, sadece kullanılacak bir araçtır.
The thermometer is an instrument for measuring temperature.
- Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.
These implements are in common use.
- Bu araçlar ortak kullanımdadır.
Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.
- Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
Welcome to the world of motor vehicles.
- Motorlu araçlar dünyasına hoş geldiniz.
A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
- Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.
This place isn't convenient for public transportation.
- Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
Man learned early to use tools.
- İnsan araçları kullanmayı erken öğrendi.
Bicycles are tools for urban sustainability.
- Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
Television is an audiovisual medium.
- Televizyon bir görsel-işitsel araçtır.
Television is a very important medium for giving information.
- Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.
The first snowplows were drawn by horses.
- İlk kar temizleme aracı atlar tarafından çekildi.
The snowplow cleared the snow from the street.
- Kar temizleme aracı caddeden karı temizledi.
This new spacecraft is over twice as fast as previous spaceships.
- Bu yeni uzay aracı önceki uzay gemilerinden iki kat daha hızlı.
The New Horizons spacecraft was launched in 2006, and will arrive at Pluto in 2015. It will be the first spacecraft to visit that very distant dwarf planet.
- New Horizons uzay aracı 2006 yılında fırlatıldı ve 2015 yılında Plüton'a varacak. O çok uzak cüce gezegeni ziyaret eden ilk uzay aracı olacak.
NASA's Juno spacecraft has entered into orbit around Jupiter.
- NASA'nın Juno uzay aracı Jüpiter etrafındaki yörüngesine girdi.