The name of Marco's car is 'Thunder Giant'.
- Marco'nun arabasının adı Thunder Gianttir.
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
I'm getting sick of the ride.
- Ben arabaya binmekten usanıyorum.
Walk or ride your bike instead of taking a car everywhere.
- Her yerde bir arabaya binmek yerine yürü ya da bisikletine bin.
I saw a horse pulling a cart.
- Ben araba çeken bir at gördüm.
Tom got in the golf cart.
- Tom golf arabasına bindi.
Selling motorcars is my business.
- Arabalar satmak benim işim.
I was recently in an automobile accident.
- Yakın zamanda bir araba kazası geçirdim.
Thousands of Americans owned automobiles.
- Binlerce Amerikalı araba sahibiydi.
I was recently in an automobile accident.
- Geçenlerde bir araba kazası geçirdim.
We are producing spare parts in an automobile factory.
- Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
He robbed the mail coach.
- O, posta arabasını soydu.
Fire engines have priority over other vehicles.
- İtfaiye arabalarının diğer araçlara göre önceliği vardır.
This vehicle eventually became a successful family car.
- Bu araç sonunda başarılı bir aile arabası oldu.
A car has one steering wheel.
- Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.
Tom filled the wheelbarrow with sand.
- Tom el arabasını kum ile doldurdu.
Does Tom still drive a station wagon?
- Tom hâlâ steyşın araba kullanıyor mu?
The motorcycle crashed into a car.
- Motosiklet bir arabaya çarptı.
Tom has three cars and a motorcycle.
- Tom'un üç arabası ve bir motosikleti var.
Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
- Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
Is that your carriage?
- O senin at araban mı?
Precisely at nine o'clock came the Princess in the carriage with four horses.
- Prenses saat tam dokuzda dört atlı arabasıyla geldi.