İkisi benim iş arkadaşımdır.
- Both are my colleagues.
Bu Tom, iş arkadaşım.
- This is Tom, my colleague.
Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi.
- His colleague was transferred to an overseas branch.
Kocası Fransız olan meslektaşım Paris'e gitti.
- The colleague whose husband is French has left for Paris.
Onlar çalışma arkadaşlarımdır.
- They are both colleagues of mine.
Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.
- His novel ideas are time and again getting him into trouble with his more conservative colleagues.