Tom is a fluent speaker of Japanese.
- Tom Japoncayı akıcı olarak konuşur.
Tom isn't a fluent speaker of French.
- Tom Fransızcayı akıcı olarak konuşan biri değildir.
I don't speak English as fluidly as Naomi does.
- Ben Naomi'nin yaptığı kadar akıcı İngilizce konuşmam.
The teacher claimed that he'd have us all speaking fluent French in three months.
- Öğretmen üç ay içinde hepimizi akıcı Fransızca konuşturacağını iddia etti.
To improve your fluency, you should try speaking with native speakers as often as you can.
- Akıcılığınızı geliştirmek için, olabildiğince sık olarak anadili ile konuşanları denemelisiniz.
I want to be able to speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı biçimde konuşabilmeyi istiyorum.
Does Tom speak French fluently?
- Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu?
David can speak French fluently.
- David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.
He speaks English fluently.
- O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.