Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
 - I don't want to force you to go.
Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
 - I don't want to force you to do that.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
 - Rebel forces prepared to fight.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
 - Tom is a retired air force major.
Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur?
 - What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?
Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı.
 - In the first few hours of the battle, Union forces were winning.
Bu kanun hâlâ yürürlükte mi?
 - Is that law still in force?
Onlar geri yürürlükte olacak.
 - They will be back in force.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
 - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
 - I was forced to sign my name.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
 - Persuasion is often more effectual than force.