affäre

listen to the pronunciation of affäre
Немецкий Язык - Турецкий язык
n. e. a'fe: rı olay, sorun
[die] iş, mesele, konu, sorun; olay, vaka, hadise
n {a'fe: rı} e olay, sorun
Английский Язык - Турецкий язык

Определение affäre в Английский Язык Турецкий язык словарь

affair
{i} sorun, mesele, iş
affair
{i} ilişki

Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor. - A government suffers from civil affairs.

Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir. - He knows a lot about foreign affairs.

affair
takıntı
affair
macera

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

affair

İşlerine karışmaya niyetim yok. - I have no intention of meddling in your affairs.

Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur. - You have no right to interfere in other people's affairs.

affair
hadise
love affair
aşk macerası

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

affair
maslahat
affair of
ilişkisine
affair
{i} olay

Onlar olayı araştıracak. - They are going to investigate the affair.

O, korkunç bir olaydı. - It was a terrible affair.

affair
iş/ilişki/mesele
affair
{i} mesele

Onun mesele ile ilgisi olmadığını anlıyor musun? - Do you think she has nothing to do with the affair?

Vali meselesinin kesintisiz görüntüleri internette ortaya çıktı. - Uncut footage of the governor's affair has surfaced on the Internet.

affair
{i} k.dili. şey (makine/eşya)
affair
{i} gönül macerası
affair
{i} k.dili. olay, skandal
affair
{i} konu

Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz. - According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.

Bu konu ile bir ilgim yok. - I have nothing to do with the affair.

affair
{i} şey

Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir. - He knows a lot about foreign affairs.

Итальянский Язык - Немецкий Язык

Определение affäre в Итальянский Язык Немецкий Язык словарь

affare
austeilen
affare
herumschlagen
affare
sich beschäftigen
affare
schnäppchen
affare
befassen
affare
auseinandersetzen