Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
- There is a fixed standard in the king's principles.
Faiz oranları %5'te sabitlendi.
- Interest rates have been fixed at 5%.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
Onun için radyoyu onardım.
- I've fixed the radio for him.
Tom onu bir çekiçle onardı.
- Tom fixed it with a hammer.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
- The two stamp collectors arranged a trade.
Çiçekleri güzel düzenledi.
- She arranged the flowers beautifully.