Gezilerinde çok bagaj taşımaz.
- He doesn't carry much baggage on his trips.
Uçuş JL 123 için bagajı nerede bulabileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Could you tell me where I can find the baggage for flight JL 123?
Afedersiniz, bu kadın kim?
- Excuse me, who is this woman?
Kadın bir portakal yiyor.
- The woman eats an orange.
Sanırım, o kadın onun karısıdır.
- That woman is his wife, I think.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Bu mektup yaşlı bayanadır.
- This letter is to the old woman.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Ev kadınların dünyasıdır, dünya erkeklerin evidir.
- The home is the woman's world, the world is the man's home.
Kyoko benim için valizimi taşıyacak kadar yeterince kibardı.
- Kyoko was kind enough to carry my baggage for me.
Benim yalnızca bu valizim var.
- I only have this baggage.
DA: You faggot, you; don't let on you don't know.
... children per woman. There has been an amazing transformation in ...
... any other economist in the world. I think of a young woman who studied economics, ...