Geleneksel Vietnam ziyafetlerinin yaşayan müzeler olduğunu söylüyorlar.
 - They say that traditional Vietnamese feasts are living museums.
Kral Frederick avcılık, şarap, kadınlar ve ziyafetleri severdi.
 - King Frederick loved hunting, wine, women and feasts.
Böyle bir şölen krallara yakışır!
 - A feast like this is fit for a king!
Onun güzel sesi kulaklar için gerçek bir bayramdı.
 - Her lovely voice was a real feast to the ears.
Yaşadığım sürece o bayramı unutmayacağım.
 - I shan't forget that feast as long as I live.