Onun hikayesi herkesin merakını uyandırdı.
- His story excited everyone's curiosity.
Onun her zaman, dünya hakkında büyük bir merakı oldu.
- He has always had a great curiosity about the world.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Tom herkesin güvende olup olmadığını merak etmekten kendini alamadı.
- Tom couldn't help but wonder if everybody was safe.