Tom sadece Mary'yi etkilemek için yaptı.
 - Tom did it just to impress Mary.
Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
 - Tom has been trying hard to impress his father.
Manzaradan derinden etkilendim.
 - I was deeply impressed by the scenery.
Sergi çok etkileyiciydi.
 - The exhibition was very impressive.