Tom'un göl yakınında küçük bir kabini var.
 - Tom has a small cabin on the lakefront.
Bir kabine oluşturmak zordur.
 - Forming a cabinet is difficult.
Tom kamaraya geri gitti.
 - Tom has gone back to the cabin.
Gemi büyük bir buzdağına çarptığında yolcular kamaralarında uyuyorlardı.
 - The passengers were asleep in their cabins when the ship hit a huge iceberg.
Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln, Kentucky'de bir kulübede doğdu.
 - Abraham Lincoln, the 16th president of the United States, was born in a log cabin in Kentucky.
Kulübeye yetişinceye kadar onu tek sıra izledik.
 - We followed him single file till we reached the cabin.