O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır.
 - He has been living in the cabin by himself for more than ten years.
Kabinenin her üyesi mevcuttu.
 - Every member of the cabinet was present.
Gemi büyük bir buzdağına çarptığında yolcular kamaralarında uyuyorlardı.
 - The passengers were asleep in their cabins when the ship hit a huge iceberg.
Kamaramdan güverteye gittim.
 - I went on deck from my cabin.
Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşar.
 - Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.
Naoki fakirdi ve bir kulübede yaşardı.
 - Naoki was poor and lived in a cabin.