İki adam iş ortaklarıydı.
- The two men were business partners.
Sadece Tom'la ortak oldum.
- I just made Tom partner.
Tom asla benim eşim değildi.
- Tom was never my partner.
Güvercinler ömür boyu aynı eşle kalırlar.
- Pigeons stay with the same partner for life.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
O ,emekli olduğu zaman iş arkadaşı ona bir hediye aldı.
- His colleagues gave him a present when he retired.
Tom benim iş ortağım.
- Tom is my business partner.
Tom, Mary'nin iş ortağıdır.
- Tom is Mary's business partner.
İspanya'da bir meslektaşımız var.
- We have a colleague in Spain.
Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
- Tom and Mary are both colleagues of mine.
Benim arkadaşım olmanı istiyorum.
- I'd like you to be my partner.
Dans arkadaşınız kim?
- Who is your dance partner?
Onlar çalışma arkadaşlarımdır.
- They are both colleagues of mine.
Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.
- Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.
Mary'nin hayat arkadaşı az konuşan bir adamdır.
- Mary's life partner is a man of few words.
Tom'un bir hayat arkadaşı yok.
- Tom doesn't have a partner.
Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.
- I bought out my partner and now the company is mine.
either member of a pair in a card game or sports team.
... First, be their friend, be their partner. ...
... But for all this to unfold, the Earth will need a critical partner. ...