a meaningful stare or look

listen to the pronunciation of a meaningful stare or look
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a meaningful stare or look в Английский Язык Турецкий язык словарь

eye
{i} göz

Sakin olmak için gözlerimi kapattım. - I closed my eyes to calm down.

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. - Mother looked at me with tears in her eyes.

eye
yatak istinadı
eye
iğne deliği
eye
bakış

Baştan çıkarıcı bakışların var. - You have bedroom eyes.

Tom'un gözlerinde terör bakışını gördüm. - I saw the look of terror in Tom's eyes.

eye
{f} gözle

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. - My mother looked at me with tears in her eyes.

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. - Mother looked at me with tears in her eyes.

eye
delik

Tom'un delikli bir kaşı var. - Tom has a pierced eyebrow.

eye
çeşm
eye
{i} kanı

Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu. - His eye was swollen and his nose was bleeding.

eye
{f} dikkatle bakmak
eye
{i} görüş

Benim görüşüm kötüleşiyor. - My eyesight is getting worse.

Babamla aynı görüşü paylaşmıyorum. - I don't see eye to eye with my father.

eye
toplanma noktası
eye
göze benzer herhangi bir şey
eye
dişi kopça
eye
(isim) göz, bakış, nazar, görüş, bakış açısı, kanı, ilmik, ilik, tomurcuk
eye
{f} gözetlemek
eye
{i} tomurcuk
eye
{f} süzmek
eye
gözünü dikip bakmak
Английский Язык - Английский Язык
eye

When the car cut her off, she gave him the eye.

a meaningful stare or look

    Расстановка переносов

    a mean·ing·ful stare or look

    Турецкое произношение

    ı minîngfıl ster ır lûk

    Произношение

    /ə ˈmēnəɴɢfəl ˈster ər ˈlo͝ok/ /ə ˈmiːnɪŋfəl ˈstɛr ɜr ˈlʊk/
Избранное