Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.
 - Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
 - The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Kupada bir çatlak var bu yüzden içindekiler sızıyor.
 - There's a crack in the cup so the contents are leaking.
Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.
 - There were cracks in the cup so the drink leaked out.
Tom sızdıran musluğu tamir etti.
 - Tom fixed the leaky faucet.
Bilgi, parça parça basına sızdırılıyor.
 - The information is leaking piecemeal to the press.
Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.
 - Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
Birisi düşmana sırrı sızdırdı.
 - Someone leaked the secret to the enemy.