Tom her zaman bir kız evlat istedi.
- Tom always wanted a daughter.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
- He leaves a widow and a daughter.
Tom her zaman bir kız evlat istedi.
- Tom always wanted a daughter.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
- He leaves a widow and a daughter.
Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.
- Mary felt guilty about yelling at her daughter.
Kızınız bir uyuşturucu bağımlısı.
- Your daughter is a drug addict.
Sami'nin kendi kızı ile ensest ilişkisi vardı.
- Sami has had an incestuous relationship with his daughter.
İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
- A good daughter will make a good wife.
Joneslar kızlarını sever.
- The Joneses love their daughter.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Onun Mary adında bir kızı var.
- She has a daughter whose name is Mary.
Kızını görmek için çok sabırsızdı.
- He was very impatient to see his daughter.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
Your girl turned up on our doorstep.
The Chinese and Indians say all too often: I want a son, not a daughter.
... My daughter's too short so my husband's going to have to ...
... So I was noticing my husband, when my daughter would get ...