(Askeri) LAZER TESPİT ARAMA CİHAZI: Ana kısmını lazer ışını yöneltilmiş bir hedeften yansıyan enerjiyi tespit ederek alıcıya göre hedefin yönünü tayin eden yön hassasiyeti yüksek bir alıcının oluşturduğu bir cihaz. Ayrıca bakınız: "laser guided weapon"
(Askeri) GÜNEŞ TAKİPÇİSİ: Yardımcı motor (servo) larla çalışan ve aletleri, içinde bulundukları hava uzay araçlarının tonolarına ve taklalarına rağmen, görüşü, tevcih edilmiş vaziyette tutmak için fotosellerle kontrol edilen iki eksenli cihaz. Üst atmosfer araştırmalarında kullanılan bu cihaz, özellikle bir yıldız veya gezegen takipçisi olacak derecede hassaslaştırıldığı taktirde, uzay seyrüseferi için elverişli hale getirilebilir
Английский Язык - Английский Язык
Определение a-seeker в Английский Язык Английский Язык словарь
someone who does things that are dangerous because they like the feeling of excitement it gives them. "A roller coaster that will please thrill-seekers."
An asylum seeker is a person who is trying to get asylum in a foreign country. Fewer than 7% of asylum seekers are accepted as political refugees. someone who leaves their own country because they are in danger, especially for political reasons, and who asks the government of another country to allow them to live there refugee
A seeker is someone who is looking for or trying to get something. I am a seeker after truth The beaches draw sun-seekers from all over Europe. see also asylum seeker, job seeker. someone who is trying to find or get something job/attention/publicity etc seeker
a missile equipped with a device that is attracted toward some kind of emission (heat or light or sound or radio waves) someone making a search or inquiry; "they are seekers after truth