Everybody burst into laughter.
 - Herkes gülmekten kırıldı.
I could not help laughing.
 - Ben kendimi gülmekten alamadım.
When Tom smiled at Mary, she couldn't help but smile back.
 - Tom Mary'ye güldüğünde o geri gülmekten kendini alamadı.
Tom couldn't help but smile.
 - Tom gülmekten kendini alamadı.
It's important to laugh.
 - Bu, gülmek için önemlidir.
Oh my God! What kind of laugh was that? — Oh, nothing serious! Mary is practicing how to laugh like a witch for a play.
 - Oh aman Allahım! O ne tür gülmekti? - Oh, ciddi bir şey değil Mary oyun için bir cadı gibi nasıl gülüneceğini pratik yapıyor.
It is rude to laugh at others.
 - Diğerlerine gülmek kabalıktır.
It is not good to laugh at others.
 - Başkalarına gülmek iyi değildir.