I'd like to know the exact time.
- Ben tam saati bilmek istiyorum.
Knowing is nothing, imagination is everything.
- Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.
Knowing this is the last time I'll be writing to you is very sad.
- Bunun sana son kez yazıyor olacağımı bilmek çok üzücü.
There is no knowing which team will win.
- Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.
Tom didn't want to know about my problems.
- Tom problemlerim hakkında bilmek istemiyordu.
What do you want to know about my job?
- İşim hakkında ne bilmek istiyorsun?
Do you really want to know how tough I am?
- Gerçekten ne kadar canı pek olduğumu bilmek ister misin?
I'd like to know how to send money to France.
- Fransa'ya nasıl para gönderileceğini bilmek istiyorum.
Do you want to know my guess?
- Tahminimi bilmek ister misin?
Tom wants to know if you remember Mary.
- Tom Mary'yi hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmek istiyor.
Tom wants to know if you remember him.
- Tom onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmek istiyor.
In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
Tom wants to know if you're planning on going to Boston with us next weekend.
- Tom gelecek hafta bizimle Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını bilmek istiyor.
Knowing is not the same as understanding.
- Bilmek, anlamakla aynı değildir.