şarkı söyleme

listen to the pronunciation of şarkı söyleme
Турецкий язык - Английский Язык
sing

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

song

I like to sing songs. - Şarkı söylemekten hoşlanıyorum.

I would like you to sing a song. - Senin bir şarkı söylemeni istiyorum.

{i} singing

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs. - Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.

chant
şarkı söylemek
sing
şarkı söylemek
sang
şarkı söyle
sing

They're able to sing. - Onlar şarkı söyleyebilirler.

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

şarkı söyle
sang

They sang on the stage in turn. - Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.

We sang while hiking. - Yürürken şarkı söyledik.

şarkı söyle
sing a song
şarkı söyle
{f} singing

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

I heard the boys singing. - Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.

şarkı söyle
sung

Have you ever sung in public? - Herkesin önünde hiç şarkı söyledin mi?

Tom hasn't sung in years. - Tom yıllarca şarkı söylemedi.

hep beraber şarkı söyleme
barbershop singing
şarkı söyle
croon
şarkı söylemek
have a sing
şarkı söylemek
sing a song
şarkı söylemek
chant
şarkı söylemek
descant
şarkı söylemek
a) to sing (a song) b) to chant
Турецкий язык - Турецкий язык
teganni
Şarkı söylemek
teganni etmek
Şarkı söylemek
(Osmanlı Dönemi) TENAGGUM