Many will be skeptical.
- Birçoğu şüpheci olacak.
Tom admits he was skeptical at first.
- Tom başta şüpheci olduğunu itiraf ediyor.
They are too suspicious about everything.
- Onlar her şey hakkında fazla şüphecidirler.
Maybe I shouldn't be so suspicious.
- Belki bu kadar şüpheci olmamalıyım.
I'm very sceptical about their claims.
- Onların iddiaları hakkında çok şüpheciyim.
I'm very sceptical about their claims.
- Onların iddiaları hakkında çok şüpheciyim.
I know you're skeptical.
- Şüpheci olduğunu biliyorum.
Tom is extremely skeptical.
- Tom son derece şüpheci.
His story aroused my suspicion.
- Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.
The news confirmed my suspicions.
- Haber şüphelerimi doğruladı.
I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
- Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
I have no doubt in my mind that Tom will show up at the auction.
- Tom'un açık artırmada ortaya çıkacağından hiç şüphem yok.
The small town was in disbelief.
- Küçük kasaba şüphe içinde idi.
Her honesty is beyond question.
- Onun dürüstlüğü şüphe götürmez.
I question whether he'll come in time.
- Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden şüphe ediyorum.
I've always distrusted Tom.
- Tom'dan her zaman şüphe duydum.