üzgün¡

listen to the pronunciation of üzgün¡
Турецкий язык - Английский Язык

Определение üzgün¡ в Турецкий язык Английский Язык словарь

üzgün
sad

When I woke up, I was sad. - Uyandığımda üzgündüm.

I felt very sad when I heard the news. - Haberi duyduğumda çok üzgün hissettim.

üzgün
upset

She looked upset as she read the letter. - Mektubu okurken, o üzgün görünüyordu.

He was too upset to distinguish vice from virtue. - O, ahlaksızlığı erdemden ayıramayacak kadar çok üzgündü.

üzgün
sorry

I'm sorry, I love you. - Üzgünüm, seni seviyorum.

I'm sorry to be late. - Geç kaldığım için üzgünüm.

üzgün
unhappy

I'm sorry that I've made you so unhappy. - Seni çok mutsuz ettiğim için üzgünüm.

If you laugh a great deal, you are happy; if you cry a great deal, you are unhappy. - Eğer çok gülersen mutlusun, eğer çok ağlarsan üzgünsün.

üzgün
mournful
üzgün
disappointed

Tom looks sad and disappointed. - Tom üzgün ve hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

I'm not upset, but I'm really disappointed. - Ben üzgün değilim ama gerçekten hayal kırıklığına uğradım.

üzgün
unhappy, sad, worried, heavyhearted, downhearted, dejected, doleful, downcast, crestfallen, in low spirits, in poor spirits, glum, blue; sorry
üzgün
afflicted
üzgün
heart

Many letters of encouragement refreshed my sad heart. - Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.

He was heartbroken and hanged himself. - Çok üzgündü ve kendini astı.

üzgün
dreary
üzgün
cut up
üzgün
woesome
üzgün
moped
üzgün
depressed

Tom is depressed and upset. - Tom depresif ve üzgün.

üzgün
miffed

I hope you're not too miffed. - Umarım çok üzgün değilsindir.

üzgün
mope
üzgün
dumpish
üzgün
dejectedly
üzgün
vexed
üzgün
disillusioned
üzgün
worried

It may seem like just a little thing to you, but Tom is really worried about the whole thing. - Sana sadece küçük bir şey gibi gelebilir, fakat Tom her şey hakkında gerçekten üzgün.

Tom looked worried about the result of an English test. - Tom bir İngilizce testin sonucu hakkında üzgün görünüyordu.

üzgün
wretched
üzgün
heavy-hearted
üzgün
teed off
üzgün
mopish
üzgün
low-spirited
üzgün
joyless
üzgün
teenful
üzgün
doleful
üzgün
tristful
üzgün balığı
(Denizbilim) blotchfin dragonet
üzgün bir şekilde
wretchedly
üzgün hissetmek
(deyim) feel blue
üzgün olmak
(deyim) feel blue
üzgün olmak
be sorry
üzgün olmak
be sad
üzgün olmak
be upset
üzgün olmak
to be sorry
üzgün yüz
(Bilgisayar) sad face
üzgün olmak
mope
üzgün
forlorn
üzgün balığı
dragonet
üzgün hissetmek
feeling blue
üzgün olmak
Be sad, be in the dumps
üzgün
stricken
üzgün
dejected

Tom left Mary's house looking dejected. - Tom Mary'nin evini üzgün görünerek terk etti.

üzgün
crestfallen
üzgün
pained

Tom had a pained look on his face. - Tom'un yüzünde üzgün bir ifade vardı.

üzgün
tearful
üzgün
regretful
üzgün
downcast

She went out of the room with downcast eyes. - Üzgün gözlerle odadan çıktı.

üzgün
bleak
üzgün
aggrieved
üzgün
rueful
üzgün
sick at heart
üzgün
heartsick
üzgün
heavy hearted
üzgün
sorrowful
üzgün
downhearted
üzgün
chagrined
üzgün
troubled

I am sorry to have troubled you. - Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

I am sorry that I have troubled you so much. - Seni çok fazla rahatsız ettiğim için üzgünüm.

üzgün
unhappy, sad
üzgün
careworn
üzgün
glum

Why are you so glum? Our dog is sick. - Neden bu kadar üzgünsün? Köpeğimiz hasta.

üzgün
heartsore
üzgün
low spirited
üzgün bir halde
chagrinedly
üzgün bir halde
heartbrokenly
üzgün bir halde
downheartedly
üzgün bir halde
crestfallenly
üzgün bir halde
upsetly
üzgün görünmek
(deyim) look blue
üzgün görünmek
look green about the gills
üzgün görünmek
(deyim) look bad
üzgün hissediyorum
I feel blue
üzgün ifade
face of woe
üzgün olmak
(için) be sorry for
üzgün olmak
be in the mopes
üzgün üzgün bakmak
look unhappily
üzgün üzgün bakmak
look sadly
daha üzgün
sadder
çok üzgün
sick at heart
ümitsiz ve üzgün
forlorn
-den çok üzgün olmak
be all broken up over
benekli üzgün balık
(Hayvan Bilim, Zooloji) callionymus maculatus
en üzgün
woefullest
çok üzgün olmak
feel sick about
çok üzgün olmak
(deyim) tear one's hair (out)
çok üzgün olmak
feel sick at
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение üzgün¡ в Турецкий язык Турецкий язык словарь

üzgün
Üzülmüş, üzüntü duymuş, neşesiz, tasalı, gamlı, mağmum, mahzun, melül, mükedder: "O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi."- T. Buğra
üzgün
Üzülmüş, üzüntü duymuş, neşesiz, tasalı, gamlı, mağmum, mahzun, melül, mükedder
üzgün balığı
Kaya balığıgillerden, kemikli, küçük bir balık (Collionymus İyra)