üblich

listen to the pronunciation of üblich
Немецкий Язык - Турецкий язык
Английский Язык - Турецкий язык

Определение üblich в Английский Язык Турецкий язык словарь

common
müşterek

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler. - Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.

Buna müştereken sahibiz. - We have that in common.

common
yaygın

Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır. - The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

common
{s} ortak

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok. - Though they're twins, they don't have many interests in common.

Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar. - They had been working together for common interests.

common
{s} genel

Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir. - Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.

Ökseotu genelde Noel dekorasyonu olarak kullanılır. - Mistletoe is commonly used as a Christmas decoration.

common
sıkça rastlanan
common
{i} halka açık yer
common
kamusal
common
çok kullanılan

30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim. - I compiled a list of 30 of the most common dirty words.

common
halka açık yeşil alan
common
(adj) ortak
common
müşterek, ortak; beraber yapılan: common defense ortak savunma. common enemy ortak düşman. common grave ortak bir mezar. common prayer
common
{i} park
common
{i} meydan
common
umuma ait
common
common consent umumun rızası
common
{s} bayağı
common
(sıfat) ortak, müşterek, genel, yaygın; kaba saba, kaba, adi; sıradan, bilinen; bayağı, olağan, alışılagelmiş, alelâde
common
{s} kaba

Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir. - Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.

Немецкий Язык - Английский Язык
common
regular (usual)
commonly
customary
habitual
commonplace
current
general
standard
consuetudinary
normal
usual

You cannot solve this problem with the usual method. - Dieses Problem kann nicht auf die übliche Weise gelöst werden.

Organic food is usually more expensive. - Biolebensmittel sind üblicherweise teurer.

üblich sein
to be par for the course
üblich werden
to become habitual
allgemein üblich
normal
allgemein üblich
customary
allgemein üblich
usual
derzeit üblich
going
es ist üblich
it's a frequent practice
wie das in Austrialien und Neuseeland üblich ist
just as they do Down Under
wie in früheren Zeiten, wie es früher einmal üblich war
obsoletely
wie üblich
as always
wie üblich
as usual
wie üblich
business as usual
Немецкий Язык - Немецкий Язык

Определение üblich в Немецкий Язык Немецкий Язык словарь

wie üblich
gewohnheitsmäßig, wie gewöhnlich