Tom was kind enough to lend me the money I needed.
- Tom ihtiyacım olan parayı bana ödünç vermek için yeterince nazikti.
It is stupid of you to lend him your money.
- Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
bir şeyi ödünç vermek.
Tom offered to lend me the money.
- Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.
I persuaded my mother to lend me her car.
- Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.
Can you lend me a stapler?
- Bana bir zımba ödünç verebilir misiniz?
Could you lend me your bicycle for a couple of days?
- Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
Would you mind lending me your pen?
- Bana dolma kalemini ödünç verir misin?
Thank you for lending us the book.
- Bize kitabı ödünç verdiğin için teşekkür ederim.
He spent all the money that his friend had lent him.
- Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
I lent Tom and Paula my camera.
- Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
I wish I hadn't loaned Tom my car.
- Keşke arabamı Tom'a ödünç vermeseydim.
Tom wanted Mary to loan him some money.
- Tom Mary'den ona biraz para ödünç vermesini istedi.
I wonder if you would mind lending me your car for a couple of days.
- Birkaç günlüğüne arabanı bana ödünç vermenin bir sakıncası olup olmadığını merak ediyorum.
Tom finally talked Mary into lending him her accordion.
- Tom sonunda Mary'yi akordeonunu ona ödünç vermesi için ikna etti.
Please loan me your dictionary.
- Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
Can you loan me a pen?
- Bana bir kalem ödünç verebilir misin?