There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
- Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
In the United States, 20 million new jobs have been created during the past two decades, most of them in the service sector.
- Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir.
The audience consisted mainly of students.
- Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.
His failure was mainly due to carelessness.
- Onun başarısızlığı çoğunlukla dikkatsizliği yüzündendi.
Most Japanese drink water from the tap.
- Çoğu Japon, suyu musluktan içer.
Most parents see their own children as the best in the world.
- Çoğu ebeveyn, kendi çocuklarını, dünyada en iyi olarak görüyor.
I get paid more than most people here do.
- Buradaki çoğu insanın aldığından daha çok ödeme alıyorum.
Humility often gains more than pride.
- Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
When I was a child, I often went swimming in the sea.
- Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim.
Humility often gains more than pride.
- Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
- Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
- Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
I mostly have fruit for breakfast.
- Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
They were mostly women.
- Onlar çoğunlukla kadındı.
I've often seen him bullied.
- Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.
Crime has often been related to poverty.
- Suç çoğu kez yoksullukla ilgilidir.
Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.
- Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir.
The rich are often misers.
- Zenginler çoğu kez pintidirler.
I've often seen him bullied.
- Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.