çaldı

listen to the pronunciation of çaldı
Турецкий язык - Английский Язык

Определение çaldı в Турецкий язык Английский Язык словарь

çal
steal

He was spotted stealing cookies. - Kurabiyeleri çalarken belirlendi.

Poverty drove him to steal. - Yoksulluk onu çalmaya zorladı.

çal
engage
çal
rang

I was watching TV when the telephone rang. - Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

I was going out, when the telephone rang. - Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.

çal
(Sanat) grey
çal
{f} thieve

The thieves divvied up the stolen loot among themselves. - Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.

The thieves made off with the jewels. - Hırsızlar mücevherleri çaldılar.

çal
rung

No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom. - Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.

I ran to school, but the bell had already rung. - Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.

çal
{f} chime
çal
walk away with
çal
{f} thieving

It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!. - Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.

çal
(Bilgisayar) play

My hobby is playing the guitar. - Gitar çalmak benim hobim.

I am playing the guitar now. - Şimdi gitar çalıyorum.

çal
{f} stealing

He was fired for stealing. - O çaldığı için kovuldu.

I forgave the boy for stealing the money from the safe. - Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.

çal
mooch
çal
{f} stole

The police have been searching for the stolen goods for almost a month. - Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.

My car was stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

çal
{f} stolen

My wallet was stolen yesterday. - Cüzdanım dün çalındı.

I had my car stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

çal
strum
çal
{f} ringed
çal
{f} ring

Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion. - Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.

If the telephone rings, can you answer it? - Eğer telefon çalarsa cevap verebilir misin?

çal
purloin
çal
toll

For whom do the bells toll? - Çanlar kimin için çalıyor?

The bells of danger toll for them. - Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.

çal
plagiarize
çal
shoplift

Sami shoplifted the latex gloves. - Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.

çal
pilfer
çal
start

Tom started the engine. - Tom motoru çalıştırdı.

I started working for this company last year. - Geçen yıl bu şirket için çalışmaya başladım.

çal
toot

The tooth fairy wants to steal your teeth. - Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение çaldı в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ÇAL
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi şiddetle kapmaya delâlet eder. Meselâ: Çal-yaka: Yakasından kapmak, şiddetle yakalamak
ÇAL
(Osmanlı Dönemi) İsimlere önden eklenip, onun daima hareket edip oynamakta olduğuna işaret ve delâlet eder. Meselâ: Çal-at : Durduğu yerde de hareket eden at
çal
Ala renk
çal
Taşlık yer, çıplak tepe
çal
ihtiyar
çal
Ot bağlamak için ottan yapılmış ip
çal
Fundalıklı yer
çal
Deste halindeki otu bağlamak için ottan yapılmış ip