çıktılar

listen to the pronunciation of çıktılar
Турецкий язык - Английский Язык

Определение çıktılar в Турецкий язык Английский Язык словарь

çıktı
(Ticaret) outcome
çıktı
output

She investigated the company's output record carefully. - Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.

Thanks to technological innovations, maximum outputs of the factory have doubled. - Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum üretimi iki katına çıktı.

Çıktı
(Antika) hard copy
çık
drop out of
çık
(Bilgisayar) break

I went for a walk after breakfast. - Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.

I left home without having breakfast yesterday. - Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.

çık
(Bilgisayar) escape

Her name often escapes me. - Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.

They wanted to escape on vacation. - Tatile çıkmak istediler.

çıktı
output signal
çıktı
(Bilgisayar) output to
çıktı
thruput
çık
{f} exit

Emergency exits must be kept free of blockages for public safety. - Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

Everybody in the building headed for the exits at the same time. - Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.

çık
got out

Tom got out of prison after 30 years. - Tom otuz yıldan sonra hapishaneden çıktı.

Tom got out of the hospital. - Tom hastaneden çıktı.

çık
{f} exited

The old woman exited the bus. - Yaşlı kadın otobüsten çıktı.

Dan exited the train station at seven thirty. - Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.

çık
went forth
çık
go out

Go out and breathe some fresh air instead of watching TV. - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

I'm going to go out this afternoon. - Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.

çık
move up
çık
emerge

The robber emerged from the darkness. - Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.

Where is the emergency exit? - Acil çıkış kapısı nerede?

çık
gone forth
çık
took off for
çık
go forth
çık
emanate
çık
take off for
çık
taken off for
çık
get out

By the time you get out of prison, she'll have been married. - Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.

They'll get out of class in forty minutes. - Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.

çıktı
printed out
çıktı
grew to
çıktı
arose

A problem immediately arose. - Aniden bir sorun ortaya çıktı.

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

çıktı
turned out

The news turned out to be true. - Haberin doğru olduğu çıktı.

Kathleen's statements turned out to be true. - Kathleen'in ifadelerinin gerçek olduğu çıktı.

çıktı
came out

In 1853, the first blue jeans came out. - İlk mavi kotlar1853'te piyasaya çıktı.

A cat came out from under the desk. - Masanın altından bir kedi çıktı.

çık
quit

Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly. - Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.

She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world. - O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.

çık
exeunt
çıktı
(Ekonomi)output
çıktı
output , printout
çıktı
comp. output data, output
çıktı
throughput
çıktı
waste, waste product (from a factory)
çıktı
minus
çıktı
readout
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение çıktılar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Çıktı
(Hukuk) OUTPUT
çıktı
Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı
çıktı
Bilgisayarda yazılan bir metnin kâğıda dökülmüş biçimi
çıktı
Mezuniyet belgesi
çıktı
Artık