Bir cümlenin yüzlerce benzer varyasyonlarını çevirmenin nasıl hissettirdiğini biliyor musun?
- Weißt du, wie es sich anfühlt, wenn man hundert ähnliche Varianten eines Satzes übersetzt?
Biz bütün ziyaretçilere aynı davranırız.
- We treat all visitors alike.
Bu kalemler benzeyebilir ama aynı değiller.
- These pencils might look alike but they're not the same.
Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.
- Ken and his brother are very much alike.
Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
- When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
Bufalo, öküzle akrabadır.
- A buffalo is akin to an ox.