Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
- Let's draw lots to decide who goes first.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
- It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
- No one believed me at first.
İlk önce öğretmen olduğunu sanmıştım ama değilmiş.
- At first, I thought he was a teacher, but he wasn't.
İlk olarak, Tom Fransızcanın zor olduğunu düşündü ama onun kolay olduğunu düşünüyor.
- At first, Tom thought French was difficult, but now he thinks it's easy.
İlk olarak, her şey zor görünüyordu.
- At first, everything seemed difficult.
O, ilk önce atı beğenmedi.
- She didn't like the horse at first.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu.
- Tom didn't believe Mary at first.
İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım.
- I didn't like doing this at first.
Başlangıçta, onun senin erkek kardeşin olduğunu sandım.
- At first, I thought he was your brother.
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
- At first, I didn't like him.
Tom her ayın ilk gününde kira öder.
- Tom pays rent on the first day of every month.
Kiranı her zaman ayın ilk gününde ödemen gerekiyor.
- You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
First come, first serve.
- Wer zuerst kommt, mahlt zuerst.
First of all, I would like to thank you for your hospitality.
- Zuerst möchte ich mich bei Ihnen für die Gastfreundlichkeit bedanken.