zehre

listen to the pronunciation of zehre
Турецкий язык - Английский Язык

Определение zehre в Турецкий язык Английский Язык словарь

zehir
venom

This is one of the most venomous spiders in the world. - Bu, dünyadaki en zehirli örümceklerden biri.

This snake is not venomous. - Bu yılan zehirli değil.

zehir
poison

The tip of the spear was dipped in a deadly poison. - Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.

Properly used, certain poisons will prove beneficial. - Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.

zehir
toxic

Chocolate is toxic to many animals. - Çikolata bazı hayvanlar için zehirlidir.

You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death. - Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

zehir
(Kimya) toxin
zehir
poisson
zehir
potion

The words poison and potion are cognates. - Zehir ve iksir kelimeleri kökteştir.

zehir
very clever, crack, crackerjack
zehir
poison, toxic substance, toxic; venom
zehir
hemlock
zehir
poison ağı
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) f. Kahramanlık, yiğitlik
(Osmanlı Dönemi) Öd. Safra
Kışlık tahıl
Zehir
sem
Zehir
ağı
Zehir
avu
Zehir
kibrit suyu
Zehir
(Osmanlı Dönemi) CÜHAL
zehir
Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı: "Dünya ile küsmüş, içi zehir dolu olarak yaşamıştı bütün gençliğini."- N. Cumalı
zehir
Organizmaya girince kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem
zehir
Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı
zehir
Organizmaya girince kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem: "Evvela bir yumruk vurdu sersemledim, sonra ağzıma bilmediğim bir zehir tıktı, işte bu zehirle bayıldım."- F. R. Atay
zehre
Избранное