I hope we'll be home for Christmas, said the soldier.
- Asker umarım Noel için yurda döneceğiz, dedi.
Our team came home in triumph.
- Takımımız yurda zaferle döndü.
He made no complaint of his ill-fortune, but only repeated in a quiet voice, with a pathos of which he was himself evidently unconscious, I want to get home to Ninety-second Street, Philadelphia..
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
My college has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.
He traveled abroad in his own country.
- Kendi ülkesinde yurt dışına yolculuk etti.
Have you ever been outside the country?
- Hiç yurt dışına çıktın mı?
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
The food is very good in the dormitory where he lives.
- Onun kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
The scientist is famous both at home and abroad.
- Bilimci hem yurt içinde hem de yurt dışında ünlüdür.
You're just a little homesick.
- Sen sadece biraz yurtsamışsın.
They think the owner of the house is studying abroad.
- Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.