Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Seninki gibi aynı gömleği aldım.
- I bought the same shirt as yours.
Seninki çok garip bir hikaye.
- Yours is a very strange story.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my position.
Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
- Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.
Defter senin değil, onundur.
- The notebook is not yours. It's his.
Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Benim ayakkabılarım seninkilerden daha büyük.
- My shoes are bigger than yours.
Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.
- All my efforts are nothing in comparison with yours.
senin de hayırlı olsun.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I ran into your father yesterday.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I ran into your dad yesterday.
Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
- Is this your first visit to Japan?
Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.
- I'll pay the money for your lunch today.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
This one was created by yours truly.
Please write back soon! Yours truly, Alice.
Not Your Average Travel Guide.
Is this your cat?.
... So if I were running a start-up like yours, I would ...
... take it as yours, what song would that be? ...