We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
There are over seven thousand languages in the world.
- Dünyada yedi bini aşkın dil vardır.
he ate his vegetables - sebzelerini yedi.
I ate potato flavoured village bread in my hometown, Bolu.
- Memleketim Bolu'da patates aromalı köy ekmeği yedim.
We ate a hasty meal and left immediately.
- Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
One hundred, two hundred, three hundred, four hundred, five hundred, six hundred, seven hundred, eight hundred, nine hundred, one thousand.
- Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.
I'll be seventeen next year.
- Ben gelecek yıl on yedi olacağım.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.