He said the treaty must be approved as written.
- O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.
Written on the blackboard was my name.
- Tahtada yazılı olan benim adımdı.
You really should get this agreement down in writing.
- Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir.
Can you give me that in writing?
- Onu bana yazılı olarak verebilir misin?
I'm going to speak to you with utmost candor so I want you to take everything I'm about to say at face value.
- Seninle son derece açık yüreklilikle konuşacağım bu yüzden söyleyeceğim her şeyi üzerinde yazılı değerden almanı istiyorum.