You may want to slow down.
 - Yavaşlamak isteyebilirsin.
When you are driving, you should slow down on corners.
 - Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.
Tom has no plans to slow down.
 - Tom'un yavaşlamak için hiçbir planı yok.
You may want to slow down.
 - Yavaşlamak isteyebilirsin.
We have to slow down.
 - Yavaşlamak zorundayız.
When you are driving, you should slow down on corners.
 - Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.
When you are driving, you should slow down on corners.
 - Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.
Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down.
 - Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar.
Tom slowed down and pulled over to the side of the road.
 - Tom yavaşladı ve yolun kenarına çekti.
Tom slowed down at the stop sign, but didn't stop.
 - Tom dur işaretinde yavaşladı, ancak durmadı.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
 - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.