He took advantage of the opportunity to visit the museum.
 - O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
 - Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
I hope the interview would be of profit.
 - Umarım mülakat yararlı olur.
Try to profit from every opportunity.
 - Her fırsattan yararlanmaya çalışın.
You will benefit by a trip abroad.
 - Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
 - Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
 - Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
Their furniture was chosen for utility rather than style.
 - Onların mobilyaları, tarz yerine yarar için seçildi.
Properly used, certain poisons will prove beneficial.
 - Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
This site is quite useful.
 - Bu site oldukça yararlı.
We realized it was pointless.
 - Bunun yararsız olduğunu fark ettik.
What's the point in doing this?
 - Bunu yapmanın ne yararı var?
Are you sure this is in Tom's best interest?
 - Bunun Tom'un yararına olduğuna emin misin?
It's in your best interest to testify against Tom.
 - Tom'a karşı tanıklık etmek sizin yararınızadır.
Eating fish is good for your health.
 - Balık yemek sağlığın için yararlıdır.
He put this information to good use.
 - O, bu bilgileri yararlı kullanıma sundu.
This site is quite useful.
 - Bu site oldukça yararlı.
That's not a useful piece of information.
 - O, yararlı bir bilgi parçası değil.
Usefulness must be combined with pleasantness.
 - Yararlılık keyif ile birleştirilmelidir.
I urged Keiko to stop using people for her own convenience.
 - Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.
The public convenience should be respected.
 - Kamu yararına saygı duyulmalıdır.
I availed myself of this favorable opportunity.
 - Bu olumlu fırsattan yararlandım.
You had better avail yourself of this opportunity.
 - Bu fırsattan yararlansan iyi olur.