Tom is a street racer.
 - Tom bir cadde yarışçısıdır.
I am training hard so that I may win the race.
 - Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
 - Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
Only four horses competed in the race.
 - Sadece dört at yarışta yarıştı.
I competed with him for the first prize.
 - Birincilik ödülü için onunla yarıştım.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
 - Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
We can't compete with that.
 - Biz onunla yarışamayız.
Nobody can compete with that.
 - Hiç kimse onunla yarışamaz.
He was disqualified from taking part in the contest.
 - O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.
The contestant made two false starts.
 - Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.
He knows better than to spend all his money on horse racing.
 - Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
What did the racing driver say?
 - Otomobil yarışçısı ne dedi?
She was strong enough to run a 10-mile race.
 - 10 millik bir yarışı koşmak için yeterince güçlüydü.
Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
 - Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.