Only four horses competed in the race.
- Sadece dört at yarışta yarıştı.
The United States had won the race to the moon.
- Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.
Tom doesn't know a whole lot about racing.
- Tom yarış hakkında çok şey bilmiyor.
He knows better than to spend all his money on horse racing.
- Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
I was exhausted after running the race.
- Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
- Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
Tom competes in ski races.
- Tom kayak yarışında yarışıyor.
Only four horses competed in the race.
- Sadece dört at yarışta yarıştı.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
The contestant made two false starts.
- Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.
Many students took part in the contest.
- Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.
This is a public street, not a racetrack.
- Bu bir kamu sokağı, bir yarış pisti değil.
Tom went to the horse races once last summer.
- Tom geçen yaz bir kez at yarışlarına gitti.
We compete in ski races.
- Kayak yarışlarında rekabet ederiz.