Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
- Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
Boats were racing last night.
- Tekneler dün gece yarışıyorlardı.
What's your favorite racing game?
- Gözde yarış oyunun nedir?
Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
- Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
He is one of the candidates running for mayor.
- Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.
Tom competes in ski races.
- Tom kayak yarışında yarışıyor.
Ten teams competed for the prize.
- On takım ödül için yarıştı.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
He was disqualified from taking part in the contest.
- O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.
Many students took part in the contest.
- Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.
This is a public street, not a racetrack.
- Bu bir kamu sokağı, bir yarış pisti değil.
We compete in ski races.
- Kayak yarışlarında rekabet ederiz.
Tom went to the horse races once last summer.
- Tom geçen yaz bir kez at yarışlarına gitti.