Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Regardless of what he does, he does it well.
 - Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
 - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
 - Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
 - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
They assisted him in performing the operation.
 - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
He cannot have done such a thing.
 - Öyle bir şey yapmış olamaz.
If it had not been for her help, you would never have done it.
 - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
This stool is made up of leather and wood.
 - Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What did you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaptın?
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
 - Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
 - Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
They voted to create a committee.
 - Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
The committee had a long session.
 - Komite uzun bir oturum yaptı.
Butter is made from cream.
 - Tereyağı kaymaktan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The baby is asleep. Don't make a noise.
 - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.