You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
He doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
 - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
We'll do it when we have time.
 - Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
You must do it yourself.
 - Onu kendin yapmalısın.
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
He is afraid of making mistakes.
 - Hata yapmaktan korkuyor.
Tom worries about making mistakes at work.
 - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
 - Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
He cannot have done such a thing.
 - Öyle bir şey yapmış olamaz.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
 - Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
She has made up her mind to go to America to study.
 - O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
A molecule is made up of atoms.
 - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
 - Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
I'm not quite sure what to make of this.
 - Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
 - Konferans öbür gün yapılacak.
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
They voted to create a committee.
 - Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Butter is made from milk.
 - Tereyağı sütten yapılır.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
 - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
Tom committed a bank robbery.
 - Tom bir banka soygunu yaptı.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
 - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.