yaklaş

listen to the pronunciation of yaklaş
Турецкий язык - Английский Язык
(Bilgisayar) zoom in
(Bilgisayar) zoom
{f} near

He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him. - O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.

Your birthday is drawing near. - Doğum günün yaklaşıyor.

{f} approach

The president is difficult to approach. - Başkana yaklaşmak zordur.

According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa. - Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.

{f} approximate

Dogs breathe approximately 30 times a minute. - Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.

The bridge is approximately a mile long. - Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.

come near

Don't come near the bulldog in case it bites. - Isırma ihtimaline karşın bir buldoğa yaklaşma.

He does not let the opponent come near him. - O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.

{f} nearing

We're slowly nearing the end. - Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

yaklaş ma
(Hukuk) (tır) approximation
yaklaş ve demirle
(Askeri) approach and moor