yakalanmış

listen to the pronunciation of yakalanmış
Турецкий язык - Английский Язык
smitten with
stricken
smitten
affected
caught

A baby rabbit had been caught in a trap. - Bir yavru tavşan tuzağa yakalanmıştı.

Tom seems to have caught a cold. - Tom soğuk algınlığına yakalanmış gibi görünüyor.

yakalanmış (suçlu)
apprehended
yakala
caught

I was caught in the rain on my way home. - Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.

The old man caught a big fish. - Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.

yakala
catch

She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold. - O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.

She catches colds easily. - O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.

yakala
{f} capture

To be honest, we came to capture you. - Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time. - Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

yakala
snare

A fox isn't caught twice in the same snare. - Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.

A fox is not caught twice in the same snare. - Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.

yakala
(Bilgisayar) catch up

Tom couldn't catch up with the other students after he came out of his coma. - Tom komadan çıktıktan sonra diğer öğrencilerin seviyesini yakalayamadı.

We'll catch up later. - Daha sonra yakalayacağız.

yakala
{f} grapple
yakala
{f} grappling
yakala
{f} nabbed

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} catching

Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases. - Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.

They succeeded in catching the tiger alive. - Kaplanı canlı yakalamayı başardılar.

yakala
nab

The robber was nabbed this morning. - Soyguncu bu sabah yakalandı.

yakala
{f} capturing

I have created a perfect plan for capturing that crafty animal. - O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

yakala
{f} collar

The man tried to catch hold of me by the collar. - Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

I grabbed the dog by its collar. - Köpeği tasmasından yakaladım.

yakala
captured

He said Davis must be captured. - O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.

The boy captured the bird with a net. - Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.

yakala
acquire
sise yakalanmış
fogbound
vabaya yakalanmış
smitten with the plague
yakala
sick him
yakala
catsh
yakala
overtake
yakala
overtaken
yakala
nail

Where did you nail them? - Onları nerede yakaladın?

I think you nailed it. - Sanırım onu yakaladın.

yakala
overtook