Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir.
- It's said that she's a well-known actress.
Bu iyi bilinen bir gerçek.
- It's a well-known fact.
O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
İrlanda oya işleriyle meşhurdur.
- Ireland is famous for lace.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- His book is famous not only in England but also in Japan.
Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- His son became a famous pianist.
Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.
- Mary is a famous pop star.
En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.
- During the 60s and 70s, she published her most famous books.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
O, ülkemizde iyi tanınmıştır.
- He is well known in our country.
O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- She's well known as a singer.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... they're probably pretty well known. ...
... in 2011, population is declining in more than 50 countries. Not well-known. ...