vorsitzende

listen to the pronunciation of vorsitzende
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'forzitsındı} r başkan
başkan
yönetim kurulu başkanı
genel başkanlık
genel başkan
kurulu başkanı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение vorsitzende в Английский Язык Турецкий язык словарь

president
reisicumhur
president
başkan

Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti. - The President of France visited Okinawa.

O, nihayet IBM'in başkanı oldu. - He finally became the president of IBM.

president
rektör
president
cumhurbaşkanı

Geçen yıl Cumhurbaşkanı ile tokalaştığımı asla unutmayacağım. - I'll never forget shaking the President's hand last year.

Bazı insanlar cumhurbaşkanının seyahat ederek çok fazla zaman harcadığını düşünüyor. - Some people think the president spends too much time traveling.

president
sadır
chairmen
başkanları
chairpersons
başkanlarının
president
şef
chairmen
başkan/kürsü başkan
president
{i} genel müdür

O, bankanın genel müdürüdür. - He's the president of the bank.

Genel müdür ofisin dışındaki protestocuları görmezden geldi. - The president ignored the protesters outside his office.

president
(Askeri) BAŞKAN: Bir kurul veya mahkemede başkan durumundaki kimse
president
{i} devlet başkanı

Cumhuriyetçi Parti liderleri Devlet Başkanı Hayes'i eleştirdiler. - Republican Party leaders criticized President Hayes.

Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar. - The President's guards are stationed in front of the entrance.