She ignored all my warnings.
 - O bütün uyarılarımı göz ardı etti.
I wish I had listened to your warnings.
 - Keşke uyarılarını dinleseydim.
I wish I had listened to your warnings.
 - Keşke uyarılarını dinleseydim.
A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.
 - Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.
Tom doesn't need your advice.
 - Tom'un uyarınıza ihtiyacı yok.
I haven't received any notice that she's coming.
 - Onun geldiğine dair herhangi bir uyarı almadım.
He put up a notice about the change in price.
 - O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.
He cautioned me against being careless of my health.
 - O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
All children need stimulation.
 - Bütün çocukların uyarıma ihtiyacı vardır.
I need some mental stimulation.
 - Zihinsel bir uyarıma ihtiyacım var.
A nerve cell responds to a slight stimulus.
 - Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.
No attention was paid to his warning.
 - Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
You should have paid attention to her warning.
 - Onun uyarısına kulak vermeliydin.
I've had enough of your snide remarks.
 - Art niyetli uyarılarından usandım.
He made a few remarks on the book.
 - O, kitapta birkaç uyarı yaptı.
The tsunami alert was cancelled.
 - Tsunami uyarısı iptal edildi.