Lütfen okul kurallarına uyun.
- Please obey the school rules.
O okulunu çok seviyor.
- She likes her school a lot.
Tom, hukuk fakültesine gitmeye karar verdi.
- Tom made up his mind to go to law school.
Hukuk fakültesine gideceğim.
- I'm going to go to law school.
Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.
- My father teaches English at a high school.
Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.
- This is the school where she is teaching.
Haftada beş gün buradaki sınıflara ders veririm.
- I teach classes here five days a week.
İkinci sınıflara İngilizce öğretirim.
- I teach English to the second year classes.
O, 6 yaşında piyano derslerine başladı.
- She began lessons in piano at age 6.
Yarın dersler başlar.
- Tomorrow lessons start.
Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
- Our boat followed a school of fish.
Nisanda bir sürü okul etkinliklerimiz var.
- In April we have a lot of school events.
Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
- Our boat followed a school of fish.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Okulun en güzel kızlarından biri olmasına rağmen Mary'nin hiç oğlan arkadaşı yoktu.
- Mary is one of the prettiest girls in the whole school. Despite that, she's never had a boyfriend.
Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti.
- Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.
Lisedeyken ne tarz müzikten hoşlanırdın?
- What kind of music did you like when you were in high school?