unfamiliar, not yet part of ones experience

listen to the pronunciation of unfamiliar, not yet part of ones experience
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unfamiliar, not yet part of ones experience в Английский Язык Турецкий язык словарь

strange
tuhaf

Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar. - Private detectives were hired to look into the strange case.

Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu. - A strange marine creature was found recently.

strange
{s} garip

Garip bir keşif yaptılar. - They made a strange discovery.

Onlar orada garip bir hayvan gördü. - They saw a strange animal there.

strange
{s} yabancı

Adam tam bir yabancıydı. - The man was a total stranger.

Bir köpek yabancılara havlar. - A dog will bark at strangers.

strange
{s} acayip

Onları hayat görüşü acayip görünebilir. - Their view of life may appear strange.

Bazen acayip bir adam olabiliyor. - Sometimes he can be a strange guy.

strange
{s} bilinmeyen

Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır. - His hobby is collecting strange butterflies.

strange
{s} acemi
strange
yabancılık
strange
yadırgı
strange
acayiplik
strange
görülmemiş
strange
şaşılası
strange
tecrübesiz
strange
alışık olmayan
strange
{s} işe yabancı
Английский Язык - Английский Язык
strange
unfamiliar, not yet part of ones experience

    Расстановка переносов

    unfamiliar, not yet part of ones ex·pe·ri·ence

    Произношение

Избранное